Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanununun söz konusu maddesi ışığında, ortada bir haksız fiil olması ve bu haksız fiil sonucu zarar meydana gelmesi esastır. Yaralama ile sonuçlanan trafik kazalarında, Borçlar Kanunu uyarınca trafik kazası mağduru bizzat kendisi maddi-manevi tazminat davası açabilir. Eğer trafik kazası sonucu ölüm olayı gerçekleşmişse, onun ölümü ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava açma hakkına sahiptir.

Türk Medeni Kanununda, evliliğin sona erdiği tarihten itibaren kadının doğum için tıbben sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebilmesi için kabul edilen azami 300 günlük hamilelik süresi geçmedikçe kadının yeniden evlenemeyeceği öngörülmüştür. Bu 300 günlük bekleme süresine iddet müddeti denilmektedir. İddet müddeti, evliliği sona eren kadının hamile olması halinde, doğacak çocuğun soybağı karışıklığına sebebiyet vermemek için, çocuğu korumak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Fakat, önceki evliliğinden hamile olmayan ve dolayısıyla nesep sorunu da bulunmayan kadının, bu kısıtlamadan kurutulabilmesi düşüncesi ile, açacağı bir dava ile iddet müddetinin (bekleme süresinin) kaldırılmasına olanak tanınmıştır.

Aile konutu; evli kaldıkları süre içinde eşlerin ve çocukların bütün yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdikleri, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadıkları, düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları alandır. Bu sebepledir ki, aile fertleri açısından bu kadar önemli bir malvarlığıyla ilgili hukuki işlemler hakkında eşlerin tek başlarına karar alarak bu kararı uygulaması, diğer eşin önemli yararlarını etkileyebilir. Bunun sonucu olarak da, TMK.’nun 194. maddesi, aile konutu üzerindeki hakları tamamen veya kısmen sınırlayan hukuki işlemleri diğer eşin rızasına bağlamıştır. TMK’nun 194. maddesi der ki;

Çoğul gebelik halinde, yani ikiz, üçüz veya daha fazla sayıda bebek beklenmesi halinde, doğumdan önce çalıştırılmayacak 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Yani, kadın işçinin çoğul gebeliği halinde, doğumdan önce 10 hafta doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 18 hafta doğum izni bulunmaktadır.

İş Yasası’nın gereğince, kadın işçilerin doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır.

Süt iznini hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler.

Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir.